İstanbul Oyuncak Müzesi 5 kattan oluşan tarihi bir İstanbul köşkünde yer almaktadır. 1990’lı yılların başlarına kadar müzenin bulunduğu Erenköy semtinde tren yolu hattı boyunca aynı yıllarda yapılmış eski İstanbul köşklerine sıkça rastlanmaktaydı. Sultan II. Abdülhamit tarafından Haydarpaşa-Bağdat demiryolunun açılmasıyla birlikte demiryolu yakınları çok kıymetli yerler sayılmaya başlanmış, buna bağlı olarak bu bölgedeki köşk sayıları da artmıştır. Ancak, zaman içerisinde yanlış kentleşme nedeniyle bu köşklerin yerine çok katlı binalar inşa edilmiştir. İstanbul Oyuncak Müzesi, içinde bulunduğu bina ile İstanbul’un kentsel tarihini geleceğe taşımaktadır.

Müzenin sokağına adım attığınızda sizi zürafa şeklinde yapılmış sokak lambaları karşılamaktadır. Elbette, sokak lambalarının zürafa şeklinde olması tesadüf değildir. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın Sultan II. Mahmut’a hediye olarak getirdiği zürafa İstanbul halkı tarafından büyük ilgi ile karşılanır. Tanzimat Dönemi’nin önde gelen bilim, kültür, siyaset adamlarından biri olan ve ilk bilim dergisini çıkaran Mehmet Münif Tahir Paşa da zürafadan etkilenenler arasındadır ve İstanbul, Erenköy’deki köşkünün bahçesine bir zürafa heykeli koyar. Buradan geçen tren yolcularının da hayranlıkla izlediği Münif Tahir Paşa’nın köşkü bundan sonra “Zürafalı Köşk” olarak, bu bölge de “Zürafalı Bahçe” olarak anılmaya başlar.İtalyan heykeltıraş Rozette tarafından gerçek boyutlarında yapılan heykel maalesef varlığını günümüze kadar sürdürememiştir. Bu nedenle İstanbul Oyuncak Müzesi’ni aydınlatan sokak lambaları zürafa şeklindedir ve bölgenin tarihine ışık tutmaktadır.

İstanbul Oyuncak Müzesi, 23 Nisan 2005 yılında şair ve yazar Sunay Akın tarafından kurulmuştur. Akın müzeyi, 20 yılda kırkı aşkın ülkedeki koleksiyoner ve antikacılardan 4000’den fazla antika oyuncak satın alarak oluşturmuştur. Dünyanın çeşitli ülkelerinden farklı kültürleri yansıtan antika oyuncaklara ev sahipliği yapan İstanbul Oyuncak Müzesi’nde, oyuncak tarihinin en gözde örnekleri sergilenmektedir. Bu oyuncaklar arasında Lehmann, Schuco, Fleischmann, Gunthermann, Arnold, Carette, Louis Marx gibi markalara ait oyuncakların yanı sıra Fawn Zeller tarafından üretilen ve bir başka örneği olmayan Mona Lisa’nın bebeği, Charlie Chaplin’in kendi özel eşyası olan bebeği, 1850-1910 yılları arasında yapılan porselen bebekler ve bebek evlerini sayabiliriz. İstanbul Oyuncak Müzesi vitrinlerinde, Türk oyuncaklarına da yer verilmiştir. II.Abdülhamit Dönemi’ne ait Karagöz-Hacivat gölge oyunu karakterleri, 1950’li ve 70’li yıllarda üretilen Gürel, Alaysa, Nekur ve Fatoş markaları ile Eyüp oyuncakları, oyuncak tarihimize tanıklık eden figürlerden birkaçını oluşturmaktadır. 

İstanbul Oyuncak Müzesi’nde sergilenen oyuncaklar ziyaretçilere geçmiş yaşamların izlerini taşımaktadır. Çünkü, oyuncağın tarihi insanlık kadar eskidir ve gündelik yaşamda var olan tüm ayrıntılar oyuncaklara aktarılmıştır.

İnsan var olduğundan beri doğadaki nesneleri oyuncak olarak kullanmıştır. Ancak tarihte bilinen ilk oyuncaklar Eski Mısırlılar’a aittir. Arkeolojik bulgular, M.Ö.5. yüzyılda Mısır’daki çocukların tahta atlarla oynadıklarını göstermektedir. M.Ö.2. yüzyılda ise Mısır’da çocukların topaç ve misketlerle oynadıkları belirlenmiştir. Yine aynı dönemlere ait Firavun mezarlarında oyuncak bebekler bulunmuştur. Antik Mısır’da çocukların kilden, tahtadan, taştan ve kurutulmuş meyveden yapılmış oyuncaklarla oynadığını biliyoruz. Tahtadan üretilmiş atlara, misketlere, topaçlara ilk olarak bu dönemde rastlanılmıştır.

İnsanlık tarihi kadar eski olan oyuncak tarihinde insan ve hayvan figürleri her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. İlk oyuncak bebek ile M.Ö. 2. yüzyılda Mısır’da karşılaşırız. Sonrasında, Eski Yunan, Roma ve Çin’de kilden şekillendirilerek fırınlanmış, hareketli kol ve bacaklara sahip bebekler yapıldığı görülmektedir. El arabaları, çemberler, çıngıraklar ve yo-yoları da ilk oyuncaklar arasında sayabiliriz. Orta çağlarda ise çocukların oyuncak silahlara ilgi duydukları gözlenmiştir.

Oyuncaklar bize üretildikleri dönemin toplumsal, kültürel, ekonomik koşullarını da yansıtmaktadır. Üretilen malzemeler açısından oyuncakları değerlendirecek olursak toplumların ekonomik anlamda ve üretim gücü açısından gelişmişlik düzeylerini anlayabiliriz. Örneğin, en eski oyuncaklar, taştan, kemikten ve tahtadan yapılmıştı. Daha sonra bunlara kumaşlar eklenmiş, Ortaçağda ise metal, demir kullanılmaya başlanmıştı.1820’lerde porselen bebek üretimine; Sanayi Devrimi ile de metal levhadan oyuncak üretimine başlanmıştır. 1950’li yıllarda ise plastik oyuncaklar üretilmiştir. Günümüzde yine oyuncak üretiminde doğal malzemelere doğru gitme eğilimi bulunmaktadır.

Oyuncağın endüstriyel gelişimine bakacak olursak, oyuncağın seri üretimi 18. yüzyılda başlamıştır. II. Dünya Savaşı’na kadar oyuncak endüstrisinde Almanya ilk sırada yer almıştır. İlk oyuncak fabrikaları 1800’lü yılların sonlarında Almanya’da açılmıştır. Ancak, savaş sırasında tüm oyuncak fabrikaları kapandığı için, savaş sonrası Almanya oyuncak üretiminde liderliği kaybetmiş ve Japonya’ya devretmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Japonya yeniden ayağa kalkmak için oyuncak üretimiyle çocuklarının düşlerine büyük bir yatırım yapmıştır. 1980’li yıllardan günümüze kadar uzanan dönemde ise Çin pek çok alanda olduğu gibi oyuncak üretiminde de lider konuma geçmiştir.

20. yüzyılın başlarında oyuncağın pedagojide ve çocukların eğitiminde etkin rol oynadığı vurgulanmaya başlanmıştır. Pestalozzi, Fribel ve Montessori’nin görüşleri geniş ölçüde yayılmıştır. Oyuncaklar artık sadece çocukların oyalanma araçları olmaktan çıkarak gelişimlerinin belki de en önemli destekleyicisi haline gelmiştir.  

30 kişi ve üzeri okul gruplarına indirim uygulanmaktadır,  giriş ücreti kişi başı 80 TL'dir.

Müzemize gelmeden önce mutlaka müzemizi arayarak rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Rezervasyon için müzemizi 0216 359 45 50-51 numaralı telefondan arayabilirsiniz. Gezi tarihinde yapılacak değişiklik ya da iptalinin gerçekleşmesi durumunda İstanbul Oyuncak Müzesi personeline en kısa sürede bilgi vermenizi rica ederiz.  Müze gezinizi daha verimli kılmak adına İstanbul Oyuncak Müzesi’nin okullara yönelik eğitim programlarına katılabilirsiniz.

Müzemizin girişinde okul otobüslerini park edebileceğiniz alan mevcuttur. Görevli arkadaşlarımız müze girişinizde size yardımcı olacaklardır.

Müze gezisi ortalama 1 saat sürmektedir. Okul grupları müze ziyaretinin arkasından oyuncağın tarihine ilişkin farklı yaş gruplarına yönelik hazırlanmış belgesel film gösterimine katılırlar. Eğer okul grubu müze eğitim programlarından da faydalanmak isterse grupların müzede bulunduğu süre eğitim programının içeriğine göre uzamaktadır. Bu konuda ayrıntılı bilgi gezi öncesi sizinle paylaşılacaktır. 

Öğretmenlerimizden ricamız müzemize gelmeden önce çocuklarımızı müze içeriği hakkında bilgilendirmeleri ve randevu aldıktan sonra paylaştığımız çalışma kağıdı hakkında ön hazırlık yapmalarıdır. Farklı yaş gruplarına yönelik hazırlanan "Okul Çalışma Kağıdı" ve "Okul Etkinlik Rehberi"  sayfanın  başında pdf olarak yer almaktadır. Buradan dosyayı indirip inceleyebilirsiniz. Bu sayede çocuklar müzeyi daha verimli gezebileceklerdir. Müze gezisi sonrasında, çalışma kağıdının yönlendirmesi doğrultusunda sınıfınızda yapacağınız çalışmalar ile müze gezimiz tamamlanmış olacaktır.

Öğretmenlerimizden randevu saatine uyulması konusunda hassas davranmalarını rica ediyoruz. Müzemizin eski bir köşkte konumlanması sonucu sergi odaları sadece bir grubun müzeyi rahatça dolaşabileceği imkanı sunmaktadır. Gezi saatinde yaşanan gecikmeler diğer okul gruplarının randevuları ile karışacağından çocuklarımızın müzeyi rahatça gezmelerine engel oluşturmaktadır.

Müze içerisinde çocuklarımızın sessiz ve düzenli gezmeleri konusunda öğretmenlerimizin müze personelimize yardımcı olmalarını ve personelimiz ile iş birliği içerisinde hareket etmeleri gerekmektedir. Öğretmenlerimizin müze ziyareti sırasında çocuklarımızın yanlarından ayrılmamalarını öncelikle onların güvenliği için önemle rica ederiz.

Değerli öğretmenlerimiz müzemiz ile alakalı tüm görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaşmanızı rica ediyoruz. Tüm görüş ve önerilerinizi müzemizin Müdür Yardımcısı  Aslı Nuhoğlu ile paylaşabilirsiniz. Kendisine asli@istanbuloyuncakmuzesi.com email adresinden ulaşabilirsiniz.

‘Düşler Uçağı’ oyunu İstanbul Oyuncak Müzesi’nde çocuklara daha verimli bir müze gezisi sunmak ve çocuklara sergilenen oyuncaklar üzerinden dünya tarihini anlatmak amacıyla özel olarak yazılmış bir masal eşliğinde müze gezisini kapsayan bir oyundur. Çocuklar masalın kahramanları olarak interaktif bir şekilde oyuna katılacaklar ve eğlenirken öğrenmenin keyfini yaşayacaklar.

İçerik:

Oyunumuz, düşlerinde uçağı ile dünyayı gezen bir çocuğun müzede kurduğu hayallerden yola çıkmaktadır. Elinde uçağı, üstünde pilot kostümü ile ziyaretçilerimizi karşılayacak küçük pilotumuz kitapları çok seven, hayalperest ve sevecen bir karakterdir. Müzenin girişinde misafirlerini karşılayan pilotumuz düşlerinde uçağı ile dünya turuna çıkmaya hazırlanmaktadır. Kurduğu oyuna misafirleri de dahil eder, onlara uçağa biniş kartlarını dağıtır ve kurduğu hayallerden bahsetmeye başlar.

Yolculuk başlamıştır, bu yolculuk sırasında ihtiyaç ve teknik eksiklerin giderilmesi için müzenin her katında bulunan mola istasyonlarında durulur. Durulan istasyonlarda farklı ülkelerin oyuncak kültürü üzerinden dünya tarihi ve kültürel bilgiler çocuklara aktarılmaktadır. Karşılaşılan farklı sürprizler ile yolculuk sürer ve hayali dünya turu tamamlanır.

Kazanım:

Gözlem kabiliyetinin güçlendirilmesi, düş gücünün zenginleşmesi, dünya tarihine ilişkin gerçek bilgileri oyun içinde eğlenerek öğrenme olanağına sahip olunması, dinleme ve ortak hareket etme becerilerinin geliştirmesi.

Süre: 45 Dakika

Yaş Grubu: 6-9 Yaş

Ücret: Kişi başı 200 TL

Katılımcı sayısı: Bu müze gezisi en fazla 25 kişi ile yapılmaktadır.

Bu etkinlik, sadece okul gruplarına özel olarak gerçekleştirilmektedir. Gelmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırılması gerekmektedir.

Salı ve Perşembe günleri gerçekleştirebileceğimiz atölye çalışmasında çocuklar birbirinden farklı, sevimli şekillerden oluşan havyan şekilli tahta oyuncakları boyuyorlar.

Çocuklar kendi oyuncaklarını yaparken hem yaratıcılıklarını geliştiriyor, hem de çok eğleniyorlar. Müzeden ayrılırken boyadıkları oyuncakları da yanlarında götüren çocuklar evlerine bir hatıra ile dönmenin keyfini yaşıyorlar. 

Tahta oyuncakların adedi 90  TL ile 200 TL arasında değişmektedir. Ücretlendirme seçtiğiniz oyuncağa ve katılımcı sayınıza göre yapılmaktadır.

Müze gezisinin ardından öğrencilerimizin bu geziyi daha keyifli ve hatırlanabilir kılabilmeleri adına dahil olabilecekleri bir tiyatro etkinliğimiz de mevcuttur. Tiyatro gösterilerinin gerçekleştirilmesi için en az 35 kişinin katılımı garanti edilmelidir. Tiyatro Ücreti kişi başı 195  TL'dir ayrıca müze giriş ücreti ödenir.

Evvel Zaman İçinde - Tek Kişilik Müzikli Çocuk Oyunu

Hayalbaz Oyun Atölyesi'nin hazırlayıp sunduğu "Evvel Zaman İçinde" adlı oyunda çocukluğumuzdan beri dinlediğimiz masallar, sürpriz dostlarla birlikte canlanmaya başlayacak. 3 yaş ve üzeri çocuklara yöneliktir.

Kırmızı Burnun Yolculuğu - Mim Gösterisi

Kırmızı burnunu kaybeden bir Palyaço, kayıp burnunu ararken kendini bir anda bir tiyatro sahnesinde, seyirci karşısında bulur ve komik olaylar birbirini takip eder. Sizi, şaşkın palyaço ile beraber kırmızı burnunu aramaya İstanbul Oyuncak Müzesi'ne bekliyoruz. 4 yaş ve üzeri çocuklara yöneliktir.

Bremen Mızıkacıları - Müzikli Çocuk Oyunu

Beyaz konağın Aşçıbaşısı Memo, yemek kitabı ile masal kitabını karıştırınca olanlar olur. Kahramanlarımız, yani meşhur Bremen Mızıkacıları; eşek, köpek, kedi ve horoz kendilerini bir anda konağın mutfağında bulur ve komik olaylar birbirini izler. 3 yaş ve üzeri çocuklara yöneliktir.